Yazar Rumuzu: güneş8001
Eser Sıra numarası: 07012025eser01
BİLİM VE GERÇEK: İnsanlığın Doğruyu Arayışında Bir Yolculuk
Bilim nedir? Bilim; öne sürülen herhangi bir olgu ve
varlığın, gözlemler neticesinde yapılan deneyler ile kanıtlanması doğrultusunda
öne çıkan yanıt olarak tanımlanır. Aynı zamanda nedensellik ve merak ile
beraber amacın başlatmış olduğu bir yapıdır. Sistematik olarak incelenir. Peki,
“gerçek” kavramı nedir? Varlıkların veya
olayların, insanın algı ve düşüncelerinden bağımsız olarak nesnel ve doğruluğu
olan bir şekilde var olmasını ifade eder. Pragmatik anlamda ise gerçek,
toplumsal ve pratik anlamda işlevsel olma durumudur. Yani bir şey işimize
yarıyorsa ve işlerimizi doğru şekilde yerine getirmemizi sağlıyorsa gerçek
kabul edilir. Peki sahiden gerçek nedir? Dünya üzerinde birçok kişinin “gerçek”
kavramı üzerine düşünceleri farklıdır. Bu yüzden gerçek kavramının anlamını tam
olarak bilmiyoruz. Günümüzde ise gerçek kavramının anlamı şöyledir: Düşüncede
var olan şeylere karşıt anlamda var olan, düşünülmüşün dışında olan
anlamındadır.
Bilim ve gerçek kavramı birbirinden uzak ve bir o kadar da birbirine yakındır. Bilim, bir maddenin yapısını açıklarken gerçek düşünülmüşün ötesindedir. Gerçek ve bilim insan aklının ürünüdür. İki kavram da evreni, insanı anlamayı amaçlamaktadır. Bu yüzden bilim ve gerçek iç içedir. Bu iki kavramda soru sormak ve bu sorular ışığında cevap aramak önemlidir. Örneğin, bilimde en küçük madde birimi nedir? derken “gerçek” kavramında bu hayattaki amacım nedir? gibi sorular sorulur. Aslında bilim ve gerçek kavramları arasındaki ilişki bir yandan da görünen ve görünmeyen gibidir. Aristoteles’in dediği gibi “Görünmeyenleri anlamak için görünenlere bakmak gerekir.” Aristoteles’in bu sözü aslında görünmeyen gerçekleri ve soyut kavramları anlamak için somut ve gözlemlenebilir olgulara bakmamız gerektiğini belirtir. Yani gerçeğe ulaşmamız için bilime başvurabiliriz.
Aristoteles’in bir diğer sözünü de göz ardı etmemeliyiz. “Bilim; iyi zamanlarda servet, kötü zamanda sığınak ve iyi bir yol göstericidir.” Bu söz, bilimin insan hayatında sürekli ve değişmez değerini anlatır. İyi zamanlarda bilim, gelişim kaynağıdır; kötü zamanlarda ise insanlara her açıdan yol gösterir. Yani bilim bir anlamda da gerçeği arayışımıza yardımcı olabilir. Fakat bu sadece bir fikirdir. Peki bilim, gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi? Evet, bilim gerçeği arayışımızda büyük bir yardımcıdır.
Bilimsel yöntem, gözlem, deney ve mantıksal analiz yoluyla doğanın ve evrenin işleyişini anlamamıza olanak tanır. Bu süreç hipotezlerin test edilmesi ve sonuçların tekrarlanabilir olması üzerine kuruludur bu da bize güvenilir ve doğrulanabilir bilgiler sağlar. Bilim, sadece fiziksel dünyayı anlamamıza yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda teknolojik ilerlemeler, tıbbi keşifler ve çevresel koruma gibi birçok alanda da hayatımızı iyileştirir. Bilimsel çalışmalar bazen yanlış sonuçlar verebilir.
Ancak
bilimsel yöntemin özelliği, hataların düzeltilmesi ve bilginin sürekli olarak
güncellenmesidir. Geçmişte doğru kabul edilen bazı bilimsel gerçekler,
ilerleyen zamanlarda yanlıştan dönülerek düzeltilmiştir. Bu da bilimin gerçeği
ararken sürekli bir ilerleme ve gelişme kaydetmesini sağlar.
Sonuç olarak bilim; gerçeğe ulaşmak için sistematik bir yol
sunarken gerçek, mutlak ve sabit bir şey değildir, zamanla değişebilir. Bu
yüzden bilimsel bilgilere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Yine aynı şekilde bilimsel yöntemle hataların
düzeltilebilir olduğunu ve bilginin sürekli olarak güncellendiği gerçeği de göz
ardı edilmemelidir. Geçmişte doğru kabul edilen bazı bilimsel gerçekler,
ilerleyen zamanlarda yanlıştan dönülerek düzeltilmiştir. Bu da bilimin, gerçeği
ararken sürekli bir ilerleme ve gelişme kaydetmesini sağlar. Bu yüzden bilim,
gerçeği arayışımızda önemli bir rol oynar. Yani gerçeği arayışımızda büyük bir
yardımcıdır.