Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 Yazar Rumuzu: milli2007

 Eser Sıra Numarası: 21012025eser01

 

                                                                                Gerçeğin Aynası 

            

               Merakın ihtiyacı, ihtiyacın da merakı doğurduğu toplumlarda bilim yaşamıştır ve yaşamaya devam ediyor. Bir arayışın içinde bulunmak çağdaş zihinlerin dinamiğini parlatırken merak etmenin önemi ve ihtiyaçların da artması, bilimin ana prensiplerini ortaya çıkarır. Bu ana prensipler, gerçeği arama sürecimizde bizimle birlikte hareket eder. Arayış uğrunda amaca varmak için çıkacağımız ve belki de çıkarken yorulacağımız basamakların bilimle sağlamlaştırılması gerekir. Başlangıçta uçsuz bucaksız gibi hissettirse de ufkunu göreceğimiz o süreç boyunca aranan gerçek elbet bizi, elimizde gururla taşıdığımız bilimle bulacaktır. Bilimsiz gelişen topluluklar göremediğimiz gibi bilimle ilerlerken ayağı takılan, yine de pes etmeyen umutları duyduk ve duymaya devam ediyoruz. Bazen bilimle dahi açıklanması akla gelmeyecek sıradışı gerçekler vardır; insan bunun karşısında susarak kabullenmeye çalışır. Kabullenemediği andan itibaren mantıksal bir arayış devreye girer. Bundan sonra doğadaki her olguya bilimsel açıklamayla yaklaşan insanoğlu yanılmayacağını elbet görür.

               İnsanoğlu merak etmeye, sorgulamaya ve öğrenmek istemeye başladığında “ilim” adında hayatımızın vazgeçilmez parçası doğdu. Beyin, fikirler ürettikçe insanın düşünme yetisi ve gerçeği arayış kaidesi değişmez; değişmediği gibi üretilen fikirler sadece ulusal sınırlarda kalmadan uluslararası alanda ilerleme kaydedebilir. Böylece söz konusu fikir diğer insanlarla etkileşim içinde dogmatik engelleri atlatarak ve eleştirel sorgulardan geçerek gelişim gösterir. Düşünsenize, ürettiğiniz bilimsel tez sadece elli kilometre ile sınırlı değil; denizaşırı boyutlara çıkarak farklı temellerle bilime kendini adayan beyinleri etkiliyor. Günümüzden biraz da olsa Orta Çağ’a bakarsak kalıplaşan söylevler, değişmeyen katı kurallar ve baskıcı yönetim ilim yolunda hırsla yürüyen küçük grupları yıldırmadı.


 Çünkü herkesin ortak bir dili varsa o da bilimdir. Eğer doğru olana güvenip gerçeği korkmadan anlatabiliyorsak bilimin ışığı ne olursa olsun sönmeyecektir. Yani bilim, değişime set çeken düşüncelere karşı verdiği savaşta parlayan yegane dayanağımızdır. Günümüzde bu ilerleme, büyük oranda yapay zekanın desteği ile savunulan görüşü sağlamlaştırmakta ve bilim alanında gerçeklere daha yakın olmayı sağlamaktadır. İnsanın deneyimi ve merakı gerçeğe, bilim yolundaki doğruya nasıl çabucak ulaşıyorsa yapay zekanın sunduğu pratiklikle mümkün olmaktadır.

               Sonuç olarak, gerçeğin arayışıyla süregelen doğrular ve yanlışların arasında nerede olduğumuzu göremiyorsak bizi uyandırmaktan usanmayacak tek dostumuz ilimdir. 21. yüzyılın insanı gelişmişliğini, konforunu ve donanımlı bilgisini insanlığın ilk adımlarından bu zamana çığ gibi ilerleyen irfan azmine ve bilime borçludur. Temelimizdeki arama ihtiyacını çabaya ve disipline yönlendiren bilim kayıtsız şartsız insanlığa gerçeği bulmada yardımcı olacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi: “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit bilimdir, fendir.”



önceki eser / sonraki eser