Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: poyraz2007

 Eser Sıra Numarası: 20012025eser01


                                                  BİLİM YOLUNDAN GERÇEĞE

   Bilim yüzyıllardır hatta insanlığın varlığından itibaren insanın peşini doğal olarak bırakmamıştır. İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik olan "düşünme" yeteneğinin bir getirisi olan bilim yani bilgileri toplayıp sırası ile gerek deney yoluyla gerekse araştırma yoluyla insan algılarının anlayabileceği göz ile görülen bilgiler bütünüdür. İnsan olmasa bilim ve onun getirisi gerçekler olmazdı. Bilim insanla var olmuştur ve hayatımızın her alanında varlığını göstermiştir.

   Gerçek ise bilime kıyasla belli bir temele dayanmamış bilgilere denir. Gerçek insanlar için anlaşılması zordur. Hala tam olarak tamamlanmamış bir tanımı olmasa da gerçek karmaşık bir yapıya sahiptir .

   "Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olur mu?" sorusu karşımıza çıkar. Karanlıkları aydınlığa kavuşturmada insanoğlu için önemli bir meşaledir tabii ki. Gerçeğe ulaşmada yolumuza ışık tutar. Bilim adamları asırlardır bıkmadan usanmadan büyük bir çaba ve çalışmayla araştırmalarına devam etmiştir. Bu gözlem ve merak unsurlarının bir sonucudur.

  Felsefe, biyoloji gibi birçok farklı bilim dalı gerçeğe yaklaşmaya çalışmıştır. Bilimin bütün alanlarında araştırmalar yapmışlardır. Bu esnada birbirlerinden farklı yöntem ve stratejiler, araçlar kullanmışlardır. Örneğin "Büyük Patlama"yı, Dünya’nın oluşumunun gerçeğini bilim insanları ortaya çıkarmak istemiştir. Bu bilimsel gerçeği fizik bilimi farklı açıdan jeoloji bilimi farklı açıdan incelemiştir. Ancak söz konusu gerçeğin ortaya çıkmasında bilimin göz ardı edilemez bir katkısı vardır. İnsanlar yaşam yolunda öğrendikçe daha fazla sorgulamaya başlamıştır. Sorgulamak bizi gerçeğe götürür, bazen de yanılgılara. Gerçekler yanılgılar doğrultusunda bulunmaya çalışılır, bazen de tesadüfen ortaya çıkabilir.

  Diğer yandan fizik ya da felsefe bilimi var oluş gerçeğini çeşitli boyutlarıyla ele aldığı su götürmez bir bilgidir. Birbirinden bağımsız görünseler bile benzer temellere sahiptirler. En önemlisi her bilim dalı gerçeğin peşinden koşar. Basamak basamak bilgiye ulaşmaya çalışırken gerçeği araştırma yoluna gider ve verilerini ortaya koyar. Onlar için önemli olan bilim dünyasına yeni bilgiler kazandırmaktır. Bunlar düşünsel süreçlerin bir sonucudur. Stephen Hawking ya da Albert Einstein gibi bu dünyaya gelen en parlak bilim insanları fizik alanında önemli başarılara imza attılar. Bilim insanımız Aziz Sancar DNA’ların hücreler tarafından nasıl onarıldığı gerçeğini araştırmış. Bununla Nobel ödülünü kazanmıştır.

   Bilim kullandığı yöntemlerle gerçeği gözler önüne sermeye çalışır. Toplum olarak gelecek günlere ulaşabilmek için bilimin liderliğine ihtiyacımız vardır. Evreni ve Dünya'yı daha iyi anlayabilmemiz için günlük yaşantımızda kullanabileceğimiz herhangi bir problemde bilim insanları bilimsel sürecin aşamalarını kullanır. Karl Poper’in dediği gibi “Hayat problem çözmektir.” Bilimsel gerçekliğe ulaşmak için çevre gözlemlenir ve problem çözme becerileriyle gerçekliğe ulaşılır. Çözüme ulaşmada bilimsel bir gerçek aranır.

     Bana göre bilim, dünya üzerindeki tek gerçektir. Nedenine gelecek olursak kanıtlarıyla bir temeli olan herkes için nesnel gerçekler bütünüdür. Genelgeçer verileriyle sadece kendi ülkesi için değil bütün dünya için evrensel değerlere sahiptir.

    "Tamamlanmış bilgi yoktur." Kainatta hiçbir şey tamamlanmamıştır, her şey oluşum ve değişim içindedir. Bu nedenle bilimin uçsuz bucaksız yolculuğunda deneylerle gerçeği arama çabası hiç bitmeyecek, gelecekte de devam edecektir. Bununla birlikte insanoğlunun bilim yolundan gerçeğe ulaşacağı yolları arama istekleri tükenmeyecektir.



önceki eser / sonraki eser