Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: bombacı8692

 Eser Sıra Numarası: 02012025eser01



                                                     BİLİM VE GERÇEKLİK İLİŞKİSİ

İnsan, doğası gereği yaşamını gerçekliğe bağlamıştır ve gerçeklik arayışını yaşayış biçimi haline getirmiştir. Bu gerçeklik arayışında da birçok yoldan faydalanmıştır.

Gerçek nedir?İnsanın algılayabildiği her şey değil midir?Aslında öyledir.Sonuçta gerçek,insanın gözüyle görebildiği,aklıyla kavrayabildiği her şeydir ve gerçeğe ulaşmak için bunları da göz önünde bulundurarak araştırma yapılması gerekir.Çünkü gerçeği arama esnasında insanlar gözünün gördüğü,aklıyla kavrayabildiği ve açıklayabildiği şeylerden faydalanır ve bunun  sayesinde de gerçek ve bilim ilişkisi kurulması sağlanır.Fakat birçok insan böyle olduğunu düşünmemektedir.Oysa hayatın en büyük gerçeği insan doğasıdır.Yani şu şekilde açıklayabiliriz,biz insanlar bir şeye gerçek diyebilmek için o şeyi inceleme ihtiyacı duyarız.Çevremizdekilerin var oluşunu,yaşayışını ve onlar hakkındaki detayları öğrenmek isteriz.Bunları yapmak için ise bilime ihtiyaç duyarız.Sonuçta bilim,insanın gerçeğe ulaşmak için belli kurallar çerçevesinde yaptığı araştırmalardır ve araştırma olmadan hakiki gerçeğe ulaşamayacağımızı da bilmemiz gerekir.

Daha açıklayıcı bir anlatım için örneklerle de destekleyebiliriz.Bilim dört kola ayrılmıştır ve bunlardan en günceli de yapay bilimlerdir.O yüzden en güzel örnekleri ve detayları içinde barındıran da yapay bilimlerdir.Yapay bilimler,insanın doğasını,yaşayışını,üreme ve üretme yetisini inceler.Buradaki amaç insanlar üzerinden insanlığın gerçekliğine ulaşmaktır.Yani bilimi insanlık için doğruya açılan bir kapı olarak görmüş ve bu şekilde gerçeğe erişmek istemişlerdir.Genel olarak bilim ve gerçeklik ilişkisini günümüzdeki hastalıklara yani sağlık gerçekliğiyle veya keder,mutluluk gibi duygusal gerçekler ile bağdaştıramıyoruz.Bu yüzden de bilimin bu konularda faydalı olmadığını düşünüyoruz.Fakat durum böyle değildir.Çünkü yapay bilimler insanların  beden ve zihnindeki problemleri ve nedenlerini bulmayı amaç edinir.Böylece hastalıklar ile ilgili olan gerçekleri ortaya çıkarmış olur.Aynı şekilde duygusal gerçekler de yapay bilimler sayesinde ortaya çıkar.Bunun nedeni de yapay bilimlerin insanın doğası ve yaşayışını da incelemesidir.Bu sebeple de insan duygularının çözümlenmesiyle duygusal gerçekler de bilimle ilişki kurar.

Bir başka açıdan bakacak olursak doğa bilimlerinin olmadığı bir dünyada doğa gerçekleri de olmazdı.Yani doğa ve canlılar hakkında hiçbir şey bilemezdik.Canlı sınıflandırması , mikroorga- nizmalar,mikroorganizma rahatsızlıkları,meteor yağmurları,evrendeki cisimleri de bu duruma örnek verebiliriz.Bunların hepsi doğa bilimleri kapsamında gerçekleşir ve hepsi birbiriyle ilişkilidir.Peki bunlar gerçek değil midir?Hepsi gözle görülen ve akılla desteklenen şeylerdir.Yani aslında hepsi gerçektir.Peki o zaman bilim ve gerçek ilişkili değil midir?Gerçeğe ulaşmanın yolu bilim değil midir?Tabi ki öyledir.Sonuçta bilimin yorumlanmasında bile gerçek kelimesine yer verilmişken aralarındaki bağı yok sayamayız.

Bilim veya gerçek ile hiç bağdaştıramadığımız matematik bile bir bilim türüdür ve gerçekler ile ilişkilidir.Bu doğrultuda öncelikle tanımına bakacak olursak matematik bilimi,sayıları ve şekilleri mantık kuralları doğrultusunda inceleyen bilim türüdür.Gerçek ile ilişkisine gelecek olursak da sayılar veya şekiller belli bir mantığı olan,akılla desteklenen şeylerdir.Bu da gerçek ve bilim ilişkisini daha rahat inceleyebilmemizi sağlar.Çünkü bu durum kapsamında hepsi’’gerçek’’başlığı altında yer almaktadır.Bu durumda bilim ve gerçeklik ilişkisi bir apartman,daire ilişkisine benzer.Yani gerçeklik kavramı bir alt birim görevi üstlenmiştir.Bilimin geriye kalan türleri de bu durumu desteklemektedir.

Asıl hayatın gerçeği olan bilim türü ise sosyal bilimlerdir.Sosyal bilimler,insanın muhatabı olan her şey ile ilişkisini araştıran,olayları incelerken merkeze insanı ve insanların oluşturduğu toplumu koyan akademik disiplinler bütünüdür.Yani dini,hukuki,eğitimsel vb. konuların hepsini sosyal bilimler kapsamaktadır.Toplumun en büyük sorun ve çözümlerini bu bilim incelemekte ve analiz yaparak bizlere sunmaktadır.Peki bunlar’’gerçeklik’’kavramı içerisinde yer alabilir mi?Elbette bu kavram içerisinde bir yere sahiptir.Hatta en kalıcı yere sahip olan bilim türü sosyal bilimlerdir.Çünkü toplumsal gerçek denen bir şey vardır.Bu gerçeklik türü toplumun sorunlarını analiz ederek gözler önüne sererken mantığa bürünen ve akılla desteklenen bir sonuca ulaştığı için ‘’gerçeklik’’kavramı içinde yer alır.Üstelik bir de toplumsal olduğu için daha fazla kitleye hitap eder yani daha fazla kişiyi ilgilendirir.Bu yüzden de daha kapsamlı ve kalıcı bir yere sahiptir.

Bu tahliller ışığında bilim olmadan gerçeklerin nehrinden su akmaz diyebiliriz.Yani bilimsiz gerçek olmaz.Çünkü bilim kendini gerçekleri bulmaya,ortaya çıkarmaya adamıştır.Bilim gerçekler üzerine araştırma yapan bir daldır bu yüzden de bilim ve gerçeği birbirinden koparmamız mümkün değildir.Bilimin olmadığı bir hayatta ‘’gerçeklik’’kavramı yer alamazdı.



önceki eser / sonraki eser