Yazar Rumuzu: efsun2305
Eser Sıra Numarası: 03022025eser02
ARAF
“Bilim” sözcüğü bize neyi anlatır? Anlamak için “bilim”
sözcüğünün köküne gidelim. Bil- (bilmek…) Biz insanlar ve insanoğulları neyi
bilmek isteriz, mutlak gerçeği mi? Peki mutlak gerçek ne kadar gerçektir?
İnsanın gerçeği nerededir? İnsan gerçeği nerede, kimde aramalıdır?
İnsanoğlu, doğduğu günden öldüğü güne kadar birçok soru
sordu. Hepimiz sorduğumuz soruların cevaplarını bir şekilde aldık. Sessizlik de
bir cevaptır! Peki, biz cevapları hiç sorguladık mı? Cevaplar doğru muydu, ya
da biz o mutlak gerçeğe inanmayı mı seçtik? Sizi bilmem ama ben inanmamayı
seçtim. Doğduğum günden bu yana sorular hangi konudan olursa olsun, sorgulamayı
seçtim. Gerçek doğruyu bilmek istedim. Ben ve bizler nasıl bilebiliriz gerçek
doğruyu? Araştırma yaparak mı, daha çok okuyarak mı, insanlara sorarak mı? Hangisi
bizi gerçeğe ulaştırır? Bence hiçbiri!
Her insanın birbirinden farklı olduğu gibi gerçekleri de
farklıdır. İnsanlar ancak kendi gerçeklerini arayabilirler. Sana doğru gelen,
bana doğru gelemeyebilir. Benim aklımda bir soru varsa, elimde de bir cevabı
taşıyorsam ben “araf”tayım demektir. Yanlışın ve doğrunun arafında. Önümdeki
iki yoldan hangisini seçeceğim belirsizdir. İlk aşamada iki seçeneğim var:
İlki, cevaba güvenmek ve sorgulamadan bilginin gerçekliğini kabul etmek; ikincisi
ise her şeye şüpheli yaklaşmaktır. Belki cevap doğrudur, peki ya yanlışsa? Ben
ikinci yolu seçeceğim, cevaba karşı şüphe duyuyorum.
İkinci aşama cevabı düşünürken mantığımla mı yoksa sezgilerimle
mi yola devam etmeliyim? İç sesimiz her zaman doğruyu söyler mi? Hangisine güvenmek
gerekir: Akla mı, kalbe mi? Seçimimi mantığımdan yana kullanıyorum. Sezgilerim
beni her konuda gerçeğe götüremez. Ben hislerimle bir şeyleri ölçüp tartamam ama
mantık öyle mi? Mantık, beni konu hakkında rasyonel düşünmeye sevk eder. Deney
yapar, gözlem yapar, sonuca bir şekilde ulaşmaya çalışırım.
Üçüncü aşama, cevap üzerinde beyin fırtınası yapmak. Cevabın
en temeline inip her detayı ayrı ayrı incelemeliyiz. Bir filozof edasıyla
soruları sorduktan sonra, kendi gerçeğimize ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
Dördüncü aşama, karşılaştırma. İnsanlar fiziki yönden
farklıdırlar. Sorulara verdikleri cevaplar da eminim farklı olacaktır. Üç
aşamada bulduğumuz sonucu diğer insanlara aktarmalı, düşüncelerimizi
paylaşmalıyız. Birbirimizi dinlemek, fikirlerimizi paylaşmak hem kendimizi hem
de karşımızdaki insanı bulmamıza yardımcı olur. Konular konuşulur, cevaplar
bulunur ve herkes kendi gerçeğine kucak açar. Siz, içinde bulunduğunuz doğrunun
ve yanlışın arafından bir anda sıyrılır ve bir tarafa seçersiniz.
Artık cevabınızın sonucuna -doğru ya da yanlış- ulaşmış bir şekilde hayatınıza devam
edersiniz. Hayat bitmediği sürece karşınıza sorular ve cevaplar çıkmaya devam
edecektir. Sorulardan kaçmadan cevaplarını aramayı asla bırakmayın. Kendi
mutlak gerçeğinize inanmak size huzur verecektir.