Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: pelin6789

Eser Sıra Numarası: 19022025eser01


           BİLİM GERÇEĞİ BULMAKTA BİR ARAÇ OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?

İnsanoğlunun anlam ve temel arayışı bilimin doğuşunun ana sebeplerinden biridir. Yüzyıllardan bu yana gelen bu merak duygusu insanı sorgulamaya, araştırmaya ve bunun sonucunda belli olgular bulmaya iter. Bu sürecin madde üzerinde belli ekipmanlarla gerçekleştirilmesi de bilimin ta kendisidir. Ancak sorulan soru bilimin gerçeği bulma yolundaki yaran olunca; dikkat edilmesi gereken husus bilimin değil, “gerçek” kavramının tanımı oluyor.

Felsefi bir tanımla gerçek, bilinçten bağımsız olan nesnel ve somut bir formdur. Kişisel görüşler, kanılar, hayaller, düşünceler gerçeğin ürünü olamazlar. Düşüncelerimiz dışında var olamayacak olgular yani soyutluk hakikate uzaktır. Bu materyalizmin oldukça basit bir açıklamasıdır ancak bir kavramı felsefi boyutta inceleyecek olursak, tabii ki de karşıt noktalar olacaktır. İdealizm, varlığın somutluktan ve maddesellikten uzak olan zihnin gerçeği temellendirebileceğine yönelik olan bir düşünce kuramıdır. Duyularımızla algıladığımız maddesel gerçekliğin ruhumuzda veya zihnimizde var olan ideaların kusurlu yansımaları olarak gözlemler.

Bu noktada idealizm esas alınırsa bilim söz konusu bile olmaz çünkü bilim maddesel bir olgu üzerinde deney ve gözlem yapmadan bir sonuca ulaşamaz. Ancak bu da demek değildir ki materyalistler için durum tam tersi. Açık bir şekilde fiziki anlamda gözlemlenebilir, ölçülebilir ve somut bir kesinlik içeren bir olgu gerçektir. Ancak bir şeyin gerçek olması onu mutlak gerçek olarak tanımlayamaz.

Bir birey için mutlak gerçek maddenin fail, formel, maddi ya da ereksel nedeni olabilir. Yani ne tarafından, ne ile, nasıl ve niye yaratıldığı bizim için mutlak gerçeğin cevabı olabilir. Bu sebeple aslında bilim bize o maddenin yapısı hakkında bilgi vermişken, nedeni hakkında bilgi verememiştir. Aristo’nun da dediği gibi, “Bilim, bir nesneyi var eden sebebi bilmektir.” Bir nesnenin varlığı gerçeklik iken, aradığımız cevap değildir. Günümüzde gelişip metafizik alanına bile değinmiş olan bilim, insanoğlunun kafasındaki ”Neden” sorusuna bir yanıt bulamamıştır. Bu açıdan bakılırsa bilim gerçeği bulmakta bir araç bile olamamıştır. Bilimin araç olduğu tek nokta günlük hayatımızdaki maddesel olguları anlamak ve anlamlandırmaktır.

Bilimin durağan olması olağan değildir; bilim kümülatif bir şekilde ilerleyen ve bu doğrultuda şekillenen bir konudur. Mutlak gerçek ise tek sebep ve açıklamadan oluşabilir çünkü birden fazla bakış açısından oluşursa, o olgu “mutlak” olamaz. Zaten mutlak gerçek arayışından dolayı medeniyetlerin başlangıcından beri insanlar dine ve dini kavramlara yönelmiştir. Eğer bilim, günümüzdeki gelişmiş formuyla, gerçeği bulmaya yardımcı olsaydı; dinin bireyin iç dünyasını çözümlemek adına oluşturduğu yargılar yok olmaya yüz tutmaz mıydı? Ya da farklı bir senaryoda bu iki alan da mutlak gerçeği bulma amacına işbirliği yaparak hizmet etseydi, bu kadar yüzyıl boyunca mutlak gerçeğe en azından yakınlaşılmaz mıydı? Demek kı aslında bu iki alan da gerçeğe ulaşmakta yararlı bir hizmet sunmamış çünkü bu vakte kadar konuştuğumuz her nokta temelinde bir yere çıkacaktır, bu da her bireyin eşsiz olmasından kaynaklanan farklı gerçek algılarının varlığıdır.

İnsan düşünen bir canlı olarak zihninde sadece kendine özgün bir dünya oluşturur. Bazı durumlarda diğer insanlarla aynı fikirde olmamız bu özgün dünyadan bir parça eksiltmez. Bu bağlamda bilimi yorumlayacak olursak bilim kesin ve genel geçer yargılardan oluşur, bu da insan zihniyle örtüşmeyen bir durumdur. Eğer bir vakit, herhangi bir bilim insanı sözde gerçeği bulduğuna veya bulma yolunda bilimi kullandığı konusunda bir iddia ortaya atarsa, bilin ki o insan sadece kendi gerçek tanımını tatmin edecek bir cevap bulmuştur. Gerçek, her ne kadar öyle olmaması gerektiğini düşünsek de, ne olduğu kesin tanımlanamadığı için sübjektiftir; bu durumda bilimin ilkeleriyle örtüşmez. Eğer bir gün, gerçeğin net bir tanımı var olursa, işte o zaman bilim onu temellendirecek bir araç olabilir.



önceki eser / sonraki eser