Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: tomar1753

Eser Sıra Numarası: 24022025eser22


                                                                      Gözler ve Gerçekler

‘Gördüklerinizin yalnızca yarısına inanın, duyduklarınızın hiçbirisine.’Ne güzel bir söz değil mi? Bin sekiz yüzlü yıllarda söylenen bu söz, zamanında kulaktan kulağa yayılan bilgilerin veya her gün bir kere okunan gazetelere karşı söylenmişti. O zamanlar ne yanlış bilgiyi araştırabilecekleri internete ne de insanların daha yüksek kitlelere seslerini ulaştırabilecekleri teknolojileri yoktu. Ama gelen sesin gerçekleri söyleyip söylemediği önemli değildir, tek önemli olan ne kadar yüksek çıktığıdır.

 Bilim ve teknoloji, çoğunlukla bilgiye ulaşmanın en kolay ve en zahmetsiz yoludur. Tabii ben burada gerçeği arayışımızda kullandığımız bilimin sadece teknoloji ve internet yönünü ele alacağım. Sonuçta tarihten tut  hamburgerdeki soslara  kadar bir çok şey bilimdir. Fakat  teknoloji, bilgiye ulaşmayı ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın bir o kadar da bizi yanlış bilgiye ulaştırma olasılığı yüksektir. Bu durumu engellemek için güvenilir ve onaylı kaynaklardan bakabilir veya internet üzerindeki denetimi arttırarak yanlış bilgi veren siteleri veya kaynakları kapatabilir veya cezalandırabiliriz. Küçük sesleri böyle susturabiliriz. Güvenilir kaynaklardan araştırdığımız bilgileri doğrulayabilir, yanlış bilgi veren yerleri şikayet edebiliriz. Peki ya büyük sesler? Bir gün güvenilir dediğimiz kaynakların çıkarları doğrultusunda yanlış bilgi verirse ne yapabiliriz ki? Yalan haberler, sahte gündemler oluşturarak toplumun ve bireylerin düşünce şeklini etkilemek için illa yalan habere de gerek yok. Belli başlı hareketlerle dolaylı yoldan da yalan söylenebilir. En basitinden "Framing Effect" (Çevreleme Etkisi) Veya  "Agenda-setting Theory" (Gündem Belirleme Teorisi) var. Mesela gündem belirleme teorisi, kitle iletişim araçlarının belirli konuları seçmesi  ve bunları sık sık önümüze sunmasıdır. Bu şekilde insanlar sürekli önlerine çıkan konunun diğerlerinden daha önemli olduğunu sanıp ona yoğunlaşıyorlardır.

Bir de Teknolojinin  ve internetin sunduğu anonim olma durumu var. Eskiden bir şeyi aile önünde söylediğinde sesini  10 kişiye duyurabiliyordun, sesini  100 kişiye duyurmak için ise kalabalık önünde konuşma yapmaya hak kazanman gerekirdi, asıl sesini 1000 kişiye duyurmaksa çok az kişinin başarabileceği bir şeydi. Ve de herkes senin sesini ve yüzünü görüyordu. Şimdi ise herkes kafasına göre her yerde her şeyi anonim şekilde söylüyor. Tabii ki suistimal edilecek. Çünkü herkes yapabiliyor. Herkes. Bunun belli başlı sebepleri olabilir; ticari sebepler, siyasi sebepler, ideolojik sebepler ve kişisel nedenler. Bunların hepsi birbirinden bencil nedenler olsa da bizler insanız.

İnternetin karmaşık ve kaotik ortamında doğru bilgiye ulaşmak eleştirel düşünceyi geliştirmeyi  gerektirir. Ama bu yazım moralinizi bozmasın. Hala ‘’1984’’ evreninde yaşamıyoruz. Dışarıda bizim gibi doğru bilgiyi arayan anonimler de var. Kişisel olarak ben  bu kaotik ortamı, bilgi tekelleşmesine tercih ederim. Şimdilik her haberin kaynağını araştırırsak, bilgilerin doğruluğunu iki kez kontrol edersek,  farklı kaynaklardan bilgi edinirsek ve en önemlisi sorgularsak –gördüklerimizin yarısına inanırsak- ve eleştirirsek teknoloji hala bilgi doğru bilgi edinmeyi hızlandırıyor diyebiliriz. Ama biz ne kadar her şeyi doğru yaparsak yapalım insanlara göre halen bazen gerçekler gördükleridir. Ne gerçekten doğru olandır ne de gerçekten gerçek olandır.


önceki eser / sonraki eser