Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: gazze1453

Eser Sıra Numarası: 20022025eser04


                                                             Bilimin Kendisidir Hakikat

"Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?" sorusuna bakmadan önce bilimin ne olduğuna bakalım. Bilim, bilmek ile ilim kelimesinin karışımıdır. Bence bilim yerine ilim kelimesini kullansak da yanılmış olmayız. Âlem, ilim kelimesiyle aynı kökten türeyen bir kelimedir. Âlim de bunlarla aynı kökten türer. Bizim kültürümüzde âlem, yani evren ya da kâinat, bilimden ve bilgiden ayrı olarak düşünülmez. Tam tersine iç içe geçen aynı olgulardır, kâinat ve bilgi. Bilime tek bir anlamla bakılamaz, bilim kelimesi kullanıldığı bağlama göre değişik anlamlara gelebilir. Kimisi bilim denince fizik, kimya ve biyoloji gibi alanları ve bunların birleşimini anlarken kimisi hakikatte olan şeyleri inceleyen bir alan olarak anlayabilir. Bilime tek bir açıdan bakılamaz.

Peki ya gerçeği aramak derken neyden bahsediyoruz? Neyin gerçeğini aramak?..

Kendi gerçeğimiz mi; dünyanın, âlemin gerçeği mi? Bilinmeyen, lakin aranan gerçekler mi?..

Kanaatimce bilimin kendisidir hakikat. İnsanın kendi zihin gücünü kullanarak, kendi içsel ve dışsal deneyimlerinden yola çıkarak bulduğu her şeydir bilim.

Edebiyat tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Yunus Emre ne demişti:

"İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır?"

Yunus Emre "ilim ilim bilmektir" sözünde bilimin dışsal olmaktan ziyade içsel bir şey olduğunu, yani bilginin aslında bizde olduğunu söylemiştir.

"İlim kendini bilmektir" derken açık açık ilimin aslında kendimiz olduğunu söylemiş ve kullandığı cümlede ilim ile bilmek kelimesini çok güzel bir bütünlükte anlatmıştır. "Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır?" diyerek de kendi özünü, doğasını bilmeyen bir insanın aslında okumamış; ilimsiz, bilgisiz biri olduğunu anlatmıştır.

Kuşkusuz şu an evrende henüz ortaya çıkmayan birçok hakikat vardır. İster insan ile alakalı olsun isterse bütün varlıklarla alakalı olsun, bunların hepsi hakikate dahildir. Sadece ortaya çıkmayı bekleyen gerçeklerdir. Bilim bu zamana kadar ortaya çıkan hakikatleri gözlemlemiş, değerlendirmiş, sebep ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Yukarıda da belirttiğim gibi, bilimin kendisidir hakikat.

Tarih bilimi olmasa geçmiş ile alakalı hiçbir hakikati öğrenemezdik. Arkeoloji olmasa belki şu anki dünyamızla ilgili bilgilerimiz çok daha kısıtlı olurdu. Coğrafya ve jeoloji bilimleri olmasa depremlerin nasıl olduğunu, dünyanın neden kutuplardan basık, ekvatordan geniş olduğunu bilemeyecektik. Tıp bilimi olmasa sindirim sisteminin nasıl çalıştığını, kalbin kanı nasıl pompaladığını bilemeyecektik. Bu örneklerin hepsi ortaya çıkan hakikatlerdir; yani hakikatleri bulmak için hakikatten ayrı bir bilime gerek yoktur, çünkü bilimin kendisidir hakikat.




önceki esersonraki eser