Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: gonca1660

Eser Sıra Numarası: 15012025eser02


                                                      GERÇEĞE TUTULAN IŞIK: BİLİM

     Bilim, olguları ve olayları (doğal ve toplumsal) nedenleri açıklamaya çalışan bir bilgi etkinliğidir. Bilim, bir gazoz kapağı koleksiyonu yapmak gibi gerçekleri toplamaktan ibaret değil, aynı zamanda onları mantıksal olarak açıklayıp anlamayı hedefler.

       Bilim dendiğinde hepimizin kafasında belli belirsiz bir şema oluşur. Fakat bu şema popüler kültür etkisiyle şekillenir. Yerine göre doğru ancak çoğunlukla yanıltıcıdır. Örneğin büyük ve kalın ders kitapları, binbir zahmetle programlanmış robotlar, bir tahta dolusu matematik problemine kafayı takmış fizikçiler, farklı karışımların fokurdadığı deney tüplerinin başındaki beyaz önlüklü insanlar, sadece “Uzayda yaşam var mı?” sorusunun cevabı için rokette yükselmeyi bekleyen bir astronot ve belki de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir icat oraya koyan mucit... İşte insanların bilime bakış açısı tam olarak budur. Evet doğru bu saydıklarımızın hepsi bilim adı altında toplanabilir.

Peki sizce bilim sadece bilim adamlarının ve bilimin çeşitli alanlarında rol alanların işi midir?

Teknik olarak evet. Bilim için bilim alanında araştırma ve sorgulama gerekir. Toplumdaki bireyler farkında olmadan bu bilim alanlarının ve sorgulama mekanizmasının içerisindedir aslında. Mesela hangi filme gideceğini kararlaştıramamış bir sınıfın oluşturduğu anket, bir firmanın ay sonu istatistiklerinin neden düştüğü konusunda bir kahve eşliğinde karşılıklı alışveriş yapan işçiler, bir ülkenin geleceği olacak öğrenciler arasında gözlenen ilişkiler, bir toplumun bürokrasisi ve siyasal sorunları, kıskançlık, sevgi, nefret, hayranlık, öfke ve hayal kırıklığı gibi birçok durum bilimi oluşturan etmenlerdir. Ve işte bu örneklemelerden yola çıkarak deriz ki bilim sadece bilim insanlarının değil, sorgulama ve araştırma yapabilen her bireyin ilgi alanıdır.

    Bu noktada bilimi üç ana başlıkta inceleriz. Teorik bilimler, doğada var olmayan, yalnızca insan düşüncesinde var olan unsurları, soyut kavramları zaman ve mekândan bağımsız akıl yoluyla açıklamaya çalışan akademik disiplin bütünüdür. Teorik bilimler ; mantık, matematik, bilişim ve geometri gibi dallardan oluşur. Teorik bilimler, teorik sembol ve kurallardan oluşurlar. Bazen gerçekliğe uygulanabilirler ve belli sınırlar dahilinde yararlıdırlar. Fakat insanlar teorik modellerle gerçekliği birbirine karıştırma yanlışına düşerler ve teorik modelleri gerçekliği tamamen yansıtıyormuş gibi uygularlar.

Teorik bilimler fen bilimlerinden farklı olarak gözlem ve deneye değil, teorik fikirlerle başlar. Ve bu düşünme sonucunda başka teorik fikirlere ulaşılır. Sonuç olarak, sadece teorik bilimleri inceleyerek gerçeklik hakkında net bir şey söylemek doğru değildir; teorik bilimler gerçeklik üzerine herhangi bir şey kanıtlamaz.

İkinci başlığımız deneysel bilimler olan doğa bilimleri; deney ve gözleme dayanan, insan dışı nesneler ve olguları inceleyen bilimdir. Matematik ve mantık gibi teorik bilimlerin araçlarını kullanır. Doğa bilimi gözlemlediği bilgileri “doğa yasaları” olarak kabul ederek kesin sonuçlara ve gerçekliğe dönüştürür.

Bilimin son ana başlığı olan sosyal bilimler ise konusu insan ve özellikle kültür olan bilimlerdir. Rönesans, Reform, Aydınlanma Fransız Devrimi, Sanayi Devrimi, kentleşme gibi süreçlerin yarattığı değişimleri anlamak ve ortaya çıkan sosyal sorunlara çözüm arama çabaları sonucunda ortaya Psikoloji, Tarih, Sosyoloji, Siyasal Bilgiler, Filoloji, Hukuk sosyal bilimlere örnektir. Konusu insan içinde oluşan insan etkinliği, amacı beşeri anlayışın gelişmesidir.

Bilimi ayırdığımız bu başlıklar doğrultusunda gerçeğe ulaşırken teorik bilimler tek başına kesin bir doğruluk değeri taşımazken doğa bilimleri cansız varlıkları, çevreyi deney ve gözlemle kurallara, kesinlik içeren yasalara dönüştürür.

Sosyal bilimler ve doğa bilimlerini gerçeği araştırma açısından değerlendirirsek sonuçların kesinliği bakımından doğa bilimlerindeki bulguların kesinliği sosyal bilimlere kıyasla daha yüksektir. Çünkü sosyal bilimler sonuca ulaşmayı değil, sonucu değiştirmeye iyileştirmeye odaklanır. Böylece gerçeklikten uzaklaşır.

Sonuç olarak Bilim, insanlığın bu güne kadar “gerçek olana” erişmekte kullandığı ve bu yolda elde edilen veriler konusunda kültürel farklılıklardan, şahsi inanç ve öznel yorumlardan tamamen bağımsız olarak herkesin hemfikir olabildiği, belli kurallar eşliğinde istikrarlı şekilde doğruya giden en güvenilir alandır.



önceki eser / sonraki eser