Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: tangiz5639

Eser Sıra Numarası: 20022025eser06


                                             GELECEĞİN YOLU BİLİMDEN GEÇER

 

Gerçek, var olan ve doğruluğu kanıtlanabilen olgulardır. İnsan algısından bağımsız olarak evrende bulunan ve değişmez nitelikte olan her şey gerçek olarak kabul edilir. Gerçek, öznel yorumlardan ve inançlardan bağımsızdır; somut kanıtlarla desteklenen bilgiye dayanır. Gerçek değişmezdir ancak insanoğlu gerçeği keşfettikçe insanlığın bilgi birikimi genişler ve yeni gerçekler ortaya çıkar. Bilimin temel amacı da işte budur: Gerçekleri bulmak ve onları açıklığa kavuşturmak.

Bilim, evrenin veya olayların bir bölümünü konu alarak deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir. Bilim, gerçeğin ana dilidir; bilimde her şey kanıtlara bağlıdır ve kanıtı olmayan bir tez teoriden öteye gitmez. Bu yüzden bilim, gerçeğe ulaştığından emin olmadan kesin bir şey söylemez. Ancak bu demek değildir ki bilimde yanlış olmaz; zaten bilim, yanlışlarını düzelterek ve yeni doğrulara ulaşarak ilerler. Hatalar bize doğru yolu gösterir, tıpkı insanoğlunun öğrenme şekli gibi.

Antik Yunan felsefesinden bu yana uzanan bilim kavramı, bilginin kaynağıdır. Çoğu Antik Yunan filozofu, doğru bilgiye giden yolun deney ve gözlem olduğunu belirtmiştir. Örneğin, Dünya'nın yuvarlak olduğu bir gerçektir çünkü bilimsel gözlemler, deneyler ve matematiksel hesaplamalar bunu defalarca kanıtlamıştır.  Doğada her canlı gözlem ve deneme yanılma yoluyla öğrenir, insanlar da öyledir. Eğer bir konu hakkında yeterince gözlem ve deney yaparsanız, mutlaka bir sonuca varırsınız. 

Bilimin insanlığa sağladığı en büyük faydalardan biri sağlık alanında gerçekleşmiştir. Örneğin, 20. yüzyılda keşfedilen antibiyotikler sayesinde milyonlarca insanın hayatı kurtulmuştur. Geçmişte ölümcül olan birçok hastalık, aşılar ve ilaçlar sayesinde artık tedavi edilebilir hale gelmiştir. Kanser tedavisinde genetik mühendisliği kullanılarak bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi gelişmeler, bilimin tıptaki önemini gözler önüne sermektedir.

Fizik alanında ise insanlık, doğanın temel yasalarını çözerek birçok teknolojik gelişmeye imza atmıştır. Elektrik ve manyetizma üzerine yapılan çalışmalar olmasaydı bugün kullandığımız telefonlar, bilgisayarlar ve hatta internet olmazdı. Kuantum mekaniği, bilgisayar işlemcilerinin geliştirilmesini sağlayarak bilgi çağının temelini atmıştır. Ayrıca, uzay araştırmaları sayesinde evrenin yapısını daha iyi anlıyor ve yeni gezegenler keşfetme yolunda ilerliyoruz.

İnsanlığın gelişimi, bilimsel gelişmelere bağlı olup önemli bilim insanları bu gelişmelere katkıda bulunmuşlardır.  Örneğin Alman Fizikçi Albert Einstein, görelilik teorisiyle modern fiziğin temelini atmıştır. E=mc² denklemiyle kütle ile enerji arasındaki ilişkiyi açıklamış, zaman ve uzayın doğasını yeniden tanımlamıştır. Fizik dünyasında çığır açan çalışmaları, günümüz teknolojisinin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Bir başka bilim insanı Marie Curie,  radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki Nobel Ödülü kazanan ilk bilim insanı olup polonyum ve radyum elementlerini keşfetmiş, bu keşifler modern tıpta özellikle kanser tedavisinde radyoterapinin temelini oluşturmuştur. Mikrobiyoloji ve tıp alanlarında çalışan ve mikropların hastalıklara yol açtığını keşfeden Pasteur, kuduz aşısını ve pastörizasyon yöntemini geliştirmiştir. Onun çalışmaları, modern tıbbın ilerlemesine büyük katkı sağlamış ve enfeksiyon hastalıklarıyla mücadelede devrim yaratmıştır. Genetik bilginin nasıl saklandığını, kopyalandığını ve aktarıldığını anlamamızı sağlayan DNA’nın keşfi ise, insanlık için önemli bir bilimsel gelişmedir. Gregor Johann Mendel'in kalıtım kanunlarını formüle etmesi klasik genetiğin başlangıcı sayılırken Friedrich Miescher'in deoksiribonükleik asit (DNA) varlığını keşfetmesi ve sonrasında yaptığı araştırmalar moleküler biyolojinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Ve insanoğlu için artık ulaşılmaz olmaktan çıkan uzay çalışmaları… İnsanlık için büyük olan Ay’a ilk adımı atan Neil Armstrong’dan günümüze uzay çalışmalarında çok önemli gelişmeler sağlanmıştır. Öyle ki günümüzde özel şirketler, uzaya insanlı yolculuklar yapmaktadırlar.

Sonuç olarak, bilim insanoğlunun yolunu aydınlatan en büyük ışıklardan biridir. Bugüne kadar bilimin sağladığı ilerlemeler, hayatımızın her alanına dokunmuştur ve gelecekte de insanlığı daha ileriye taşıyacaktır. Bilimden yana olmak, aslında insanlığın geleceğinden yana olmaktır.

 



önceki eser / sonraki eser