Konusu:

“Bilim gerçeği arayışımızda yardımcı olabilir mi?”

 

Yazar Rumuzu: yağmur0000

Eser Sıra Numarası: 23022025eser01


                                                                    Gerçeklik arayışı

Bilim, gerçekliğe yön ve anlam veren bir kavramdır. Bilim insanların sadece onlara başka biri tarafından iletildiği için inanmalarını değil, doğru olduğu için inanmalarını sağlar. Bilim doğruyu söylemez, gösterir. Kısaca neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirtmektense hipotez oluşturup nedenleriyle kanıtlar. Bilim insanı sorgulatır, zihnini çalıştırır. Evrensel bir kavram olan bilim yüzyıllardır insanların merakını beslemiş, beslemekte ve besleyecektir.


Meraklarını beslemek için ilk insandan beri bazı araştırmalar yapmış ve buluşlar icat etmiş olan insanlar şüphesiz ki tarih boyunca başka araştırma ve geliştirme yöntemleri de kullanmıştır. Bu yöntemlerden biri de din ve Tanrı inancıdır. İnsanlar kendilerine bir inanç seçmiş ve buna yönelik eylemlerde bulunmuşlardır. Hayatlarını bu inancın yasaklarına ve emirlerine göre uyarlamışlardır. Bazı insanlarda durumu o kadar ileriye taşımıştır ki dinlerini bir kereliğine de olsa sorgulamadan ne emredilmişse aynen öyle uygulamışlardır. Yüzyıllardır insanların din konusunda çözemedikleri önemli bir sorun vardır: din kişiye özel bir kavramdır. İnsanların dini inançları onlara ne kadar mantıklı geliyor olsa bile bir Müslümanın doğrusu ile Hristiyanın doğrusu birbirleriyle çakışabilir. Müslümanlar namaz kılarken Hristiyanlar kiliseye gidiyor olabilir. Namaz kılmak veya kiliseye gitmek doğru ya da yanlış değildir. Kesin şu yanlış kesin bu doğru diyebileceğimiz bir kavram değildir, hiçbir zaman olmamıştır din. Net bir kavram olmadığı ve üstüne kesin bir yorum yapamadığımız için din hep gizemli bir düşünme biçimi olarak görülmüştür. İnsanların kullandığı başka bir yöntem ise batıl inançlardır. Batıl inançlar temeli olmayan bazı görüşlerdir. İnsanların bazı olayları uğursuz veya şanslı görmelerine dayalıdır.  Mesela siyah kedilerin kötülük ile ilişkilendirilmesi. Merdiven altından geçmenin uğursuz görülmesi. On üç sayısının şansız olduğu düşünülmesi ve daha birçok örneği vardır.  Bu inançların gerçekliğini kanıtlayamadığımız gibi sahteliğini de kanıtlayamayız. Batıl inançlar, din gibi kişiye özel görüşlerdir. Bireyin kendi doğru yanlışlarına göre beden alan bir inançtır. İnançlar, düşünceler ve görüşler öznel olsada kanıtlanabilir tek bir evreni oluşturan olayları açıklayan kavram vardır: Bilim. Bilim reddedilemez tek gerçekliktir.

  

Kim Isaac Newton’ın çakışmalarını göz ardı edip “yerçekimi yoktur” gibi bir söylemde bulunabilir? Kim yerçekimi ve daha birçok sonuç için yapılan çalışmaları, hesaplamaları ve buluşları göz ardı ederek bir sonuç çıkarabilir? Kim bilim insanlarının ilk insandan beri yaptıkları gelişmeleri yok sayabilir? Kim tekerleğin icadını reddedebilir veya “Dünya düzdür” diyebilir? Kim bilimin doğruluğunu sorgulayabilir?

 Bilim, gerçekten ayrı düşmeyen bir kavramdır. Bugüne kadar hiç düşmemiştir ve düşmeyecektir. Bu nedenler yüzünden gerçekliği ararken en büyük dostumuz bilim olarak düşünülebilir ve kabul edilebilir.



önceki eser / sonraki eser